Kıymetli evraklara mahsus takip, bu tür evraklara sahip alacaklılar için öngörülmüş ayrı bir icra yoludur. Bu süreçte, geçerli bir kıymetli evraka sahip olan alacaklı—lehdar veya hamil olarak—alacaklarını, aşağıda belirtilen özel şekli şartlara tabi olmakla birlikte, genel icra takiplerine kıyasla daha basit bir prosedür aracılığıyla tahsil edebilir.
Kıymetli Evrak Nedir?
Kıymetli evraklar, Türk Ticaret Kanunu kapsamında tanımlanmış sınırlı bir evrak türüdür. Bu evrakların temel özellikleri, devredilebilir olmaları ve düzenlenmelerine yol açan asıl işlemden bağımsız olarak hukuki geçerliliğe sahip olmalarıdır. Başlıca örnekleri çek, bono ve poliçedir; konşimento gibi diğer evraklar da bu kategoriye dahil edilebilir. Yabancı ülkelerde düzenlenen kıymetli evraklar da, gerekli hukuki şartları sağlamaları kaydıyla, Türkiye’de alacak tahsili amacıyla kullanılabilir.
Yabancı Ülke Hukukuna Göre Düzenlenen Kıymetli Evraklar
Uluslararası ticarette, tacirler arasında bono veya poliçe gibi kıymetli evraklar düzenlenmesi yaygındır. Ancak, bu evraklar her zaman Türk hukukuna uygun olarak düzenlenmeyebilir. Bu durumda, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Kanunu uyarınca, hukuki işlemin şekli geçerliliği, işlemin gerçekleştirildiği yerin hukukuna göre belirlenir. Bununla birlikte, evrak yurt dışında düzenlenmiş ve ilgili ülke hukukuna göre geçersiz olsa dahi, tarafların her ikisi de Türk vatandaşı ise ve evrak Türk Ticaret Kanunu’nun 767. maddesinde öngörülen şartları sağlıyorsa Türkiye’de geçerli sayılabilir.
İcra Süreci
Türkiye’de takip başlatmak isteyen alacaklının, öncelikle yetkili icra dairesini belirlemesi ve vadesi gelmiş bir kıymetli evraka sahip olması ve bu evrakta lehdar veya hamil konumunda bulunması koşuluyla, takip talebinde bulunması gerekir. Başvuruda, alacağın türü ve tutarı, uygulanacak faiz oranı (kıymetli evrakların Türk Ticaret Kanunu’na göre ticari işlem sayılması nedeniyle avans faizi oranı uygulanır) ile borçlu ve alacaklının kimlik bilgileri gibi hususlar yer almalıdır.
Bu alacak tahsil işlemlerinde kritik bir gereklilik, icra talebi ile birlikte orijinal kıymetli evrakın sunulmasıdır. Alacaklının bulunduğu yerden farklı bir yargı çevresinde işlem başlatılması durumunda, orijinal evrak ilgili icra dairesine muhabere yoluyla gönderilmelidir. İcra daireleri, orijinal evrakı almadan ödeme emri düzenleme işlemini gerçekleştirmez.
İcra talebi sunulup orijinal evrak ibraz edildikten sonra, ödeme emri düzenlenir ve borçluya tebliğ edilir. Borçlu, ya alacağı 10 gün içinde ödemek zorundadır ya da borcun varlığını veya evraktaki imzanın kendisine ait olmadığını iddia ediyorsa, ödeme emrini tebliğ aldığı tarihten itibaren 5 gün içinde İcra Mahkemesi’ne itiraz etmek mecburiyetindedir.
Borçlunun İtirazı
Borçlu temel olarak iki nedene dayanarak borca itiraz edebilir. Bunlar borca itiraz ve imzaya itirazdır.
- Borca İtiraz:Borçlu, evrakta belirtilen borcu ödediğini veya belirtilenden daha düşük bir borcu olduğunu ya da borcu bulunmadığını, iddia ediyorsa, ödeme emri kendisine tebliğ edildikten sonra 5 gün içinde İcra Mahkemesi’ne itiraz etmelidir. Borcun ödendiğini, sorumlu olmadığını veya borcun ertelendiğini iddia edebilir; ancak bu tür iddialar, resmi belgeler veya alacaklıdan yazılı onay ile desteklenmelidir.
- İmzaya İtiraz:Borçlu, evraktaki imzanın kendisine ait olmadığını iddia ediyorsa, bu itirazı açık ve ayrı bir şekilde ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde İcra Mahkemesi’ne sunmalıdır. Bu itiraz yapılmadığı takdirde, evraktaki imzanın borçluya ait olduğu kabul edilir. Yetki eksikliği nedeniyle yapılan itirazlar ise imza itirazı değil, borç itirazı olarak değerlendirilmelidir.
Haciz Süreci
Borçlu, verilen 10 günlük süre içinde borca itiraz etmez veya ödemeyi yapmazsa, icra kesinleşir ve alacaklı haciz aşamasına geçebilir. Bu aşamada, alacaklı, borcu karşılayacak miktarda borçlunun taşınır veya taşınmaz mallarının haczedilmesini talep edebilir. Haciz işlemi bir yıl süreyle geçerlidir ve bu süre sonunda yenilenebilir. Alacaklı, bu süre içinde satış talebinde bulunursa, süreç tasfiye aşamasına geçer.
Sonuç ve Değerlendirme
Standart icra takiplerine kıyasla, kıymetli evraklara ilişkin özel takip, özellikle imzalı bir evrakın varlığı sayesinde alacaklıya zaman ve delil avantajı sağlar. Bununla birlikte, bu yol bazı usul farklılıkları içerir ve dikkatle yönetilmelidir. Bu nedenle, alacak tahsil sürecinin titizlikle yürütülmesi için bir uzmandan destek alınması tavsiye edilir. Faiz oranları, vade veya zamanaşımı sürelerinin yanlış hesaplanması, beklenmedik avukatlık ücretleri veya dosya masrafları gibi olumsuz sonuçlara yol açabilir.
Yabancı taraflar, özellikle yabancı hukuk uyarınca düzenlenmiş kıymetli evrakların Türkiye’de icrasını talep edenler, öncelikle bu evrakların Türk hukuku açısından geçerliliğini incelemeli ve uluslararası ticaret hukuku konusunda deneyimli avukatlarla çalışmalıdır.




